SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-CENAİZ

<< 653 >>

EK SAYFA – 653-2

باب: من صف صفين أو ثلاثة على الجنازة خلف الإمام.

53. Cenaze Namazında İmam'ın Arkasında İki Veya Üç Saf Yapmak

 

حدثنا مسدد، عن أبي عوانة، عن قتادة، عن عطاء، عن جابر بن عبد الله رضي الله عنهما:

 أن رسول الله صلى الله عليه وسلم صلى على النجاشي، فكنت في الصف الثاني أو الثالث.

 

[-1317-] Cabir ibn Abdullah r.a. şöyle demiştir: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Necaşî'nin cenaze namazını kıldırdı. Ben ikinci veya üçüncü safta idim.

 

Tekrar: 1320, 1334, 3877, 3878, 3879.

 

-3- 53 - باب: الصفوف على الجنازة.

54. Cenaze Namazındaki Saflar

 

حدثنا مسدد: حدثنا يزيد بن زريع: حدثما معمر، عن الزهري، عن سعيد، عن أبي هريرة رضي الله عنه قال:

 نعى النبي صلى الله عليه وسلم إلى أصحابه النجاشي، ثم تقدم، فصفوا خلفه، فكبر أربعا.

 

[-1318-] Ebu Hureyre r.a. şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ashabına Necaşî'nin vefat haberini verdi. Sonra (cenaze namazı kıldırmak için) öne geçti, ashabı arkasında saf yaptılar. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem  dört tekbir aldı.

 

 

حدثنا مسل: حدثنا شعبة: حدثنا الشيباني، عن الشعبي قال: أخبرني من شهد النبي صلى الله عليه وسلم: أتى على قبر منبوذ، فصفهم، وكبر أربعا. قلت: من حدثك؟ قال: ابن عباس رضي الله عنهما.

 

[-1319-] Şa'bî'den nakledildiğine göre o şöyle der: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i gören bir kişi bana şunu haber verdi: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem diğer kabirlerden ayrı duran bir kabrin yanına geldi. Ashabını saf’a soktu, kendisi dört tekbir getirdi. (Şa'bi'ye soruldu): "Ey Ebu Amr bunu sana kim anlattı?" O: "İbn Abbas r.a." dedİ.

 

 

حدثنا إبراهيم بن موسى: أخبرنا هشام بن يوسف: أن ابن جريج أخبرهم قال: أخبرني عطاء: أنه سمع جابر بن عبد الله رضي الله عنهما يقول: قال النبي صلى الله عليه وسلم: (قد توفي اليوم رجل صالح من الحبش، فهلم فصلوا عليه). قال: فصففنا، فصلى النبي صلى الله عليه وسلم عليه ونحن صفوف. قال أبو الزبير، عن جابر: كنت في الصف الثاني.

 

[-1320-] Cabir bin Abdullah r.a.. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu söyledi: "Bugün Habeş'te iyi bir insan vefat etti. Haydi onun namazını kılalım" Bunun üzerine biz de saf yaptık. Biz saflar halinde O'nun arkasında dururken Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem onun namazını kıldı. Ebu'z-Zübeyr, Cabir'den şunu rivayet etmiştir: "Ben ikinci saftaydım."

 

 

AÇIKLAMA:     AÇIKLAMA’DAN SONRA DA HADİS VE ÖNEMLİ AÇIKLAMA VAR !!!

Necaşî, Habeş hükümdarının lakabıdır.

 

Cenaze Namazında Safların Çok Olmasının Fazileti

 

Hadis, namazı kılanların sayısı çok olsa bile, safların çok olmasının cenaze üzerinde başka bir etkisinin olduğunu göstermektedir. Çünkü anlaşıldığı kadarıyla Resulullah s.a.v. ile birlikte namaz kılmaya pek çok sahabe katılmıştı. Namaz kılınan alan geniş idi, tek bir saf yapmaları halinde sıkışıklık da söz konusu olmayacaktı, bununla birlikte Nebi s.a.v. onlara birkaç saf yaptırdı.

 

Necaşî'nin olayı Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in mucizelerinden biridir. Çünkü o (s.a.v.), Habeşistan ile Medine arasında uzak bir mesafe bulunmasına rağmen ashabına Necaşî'nin öldüğü gün bunu haber vermiştir.

 

 

Mescitte Cenaze Namazı Kılmak

 

Bu hadis, mescitte cenaze namazı kılınamayacağına delil getirilmiştir. Bu, Hanefî ve Malikîler'in görüşüdür. Oysa Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in  Sü¬heyl İbn Beyza'ntn cenaze namazını mescitte kıldırdığı sabittir.

 

 

Gaibin Cenaze Namazını Kılmak

 

Bu hadis, gaip olan, bir beldede mevcut olmayan bir kimsenin cenaze namazının kılınabileceğine de delil olarak getirilmiştir. Şafiî, Ahmed ve selefin çoğunluğu da bu görüştedir. Gaibin cenaze namazının kılınmayacağı görüşünü kabul edenler, Necaşi'nin namazının kılınması konusunda şu gerekçeleri ileri sürmüşlerdir:

 

Necaşî, kendisi İçin hiç kimsenin cenaze namazı kılmayacağı bir ülkede bulunuyordu. Bu durumda geriye Medine'deki Müslümanların cenaze namazını kılması tek seçenek olarak kalmıştı. Bu yalnızca Necaşî'ye özgü bîr durum İdi. Çünkü Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in  onun dışında uzaktaki başka bir ölü için cenaze namazı kıldığı sabit değildir. Bunun yalnızca Necaşî'ye özgü olduğu görüşünü kabul edenler şuna dayanmışlardır: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem böyle yaparak onun Müslüman olarak öldüğünü bildirmek istemiş yahut da kendi hayatında iken Müslüman olan hükümdarların kalplerini İslam'a ısındırmak istemiştir.

 

Nevevî şöyle der: "Eğer bu şekilde hükmü belirli kişilere özgü kılma kapısı açılırsa, dindeki zahir hükümlerin pek çoğunun yolu kesilmiş olur. Üstelik onların İddia ettiği gibi bir durum söz konusu olsaydı bunu nakletmek için pek çok sebep söz konusu olurdu. Maliki alim İbnü'l-Arabî "Malikîler bunun Hz. Muhammed'e özgü olduğu görüşündedir" demiştir. Biz de deriz ki: "Hz. Muhammed'in sallallahu aleyhi ve sellem  amel ettiği bir şey ile ümmeti de amel eder." Çünkü dindeki temel prensip şudur: (Aksi sabit oluncaya dek) dindeki bir hüküm  yalnızca  Nebi'e özgü değildir, bunun kapsamına  ümmet  de gaip için cenaze namazı kılınmayacağı görüşünü kabul edenler şunu da söylemişlerdir: Yeryüzü Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem  için dürüldü ve cenaze onun önüne getirildi.

 

Biz de deriz ki: Rabbimiz buna gerçekten kadirdir ve Peygamberimiz de buna ehildir. Ancak bu konuda yalnızca size rivayet edileni söyleyiniz. Kendiliğinizden hadis uydurmayınız. Yalnızca sabit - sahih hadisleri esas alıp, zayıfları bırakın. Telafisi olmayan şeyi telafi etmenin yolu budur.

 

Gaibin cenaze namazını kılmayı onaylayanların tümü, bunun farz-ı kifayeyi düşüreceğini söylemişlerdir.

 

 

باب: صفوف الصبيان مع الرجال على الجنائز.

55. Cenaze (Namazlarında) Erkeklerle Birlikte Çocukların Da Saflar Yapması

 

حدثنا موسى بن إسماعيل: حدثنا عبد الواحد: حدثنا الشيباني، عن عامر، عن ابن عباس رضي الله عنهما:

 أن رسول الله صلى الله عليه وسلم مر بقبر قد دفن ليلا، فقال: (متى دفن هذا). قالوا: البارحة. قال: (أفلا آذنتموني). قالوا: دفناه في ظلمة الليل، فكرهنا أن نوقظك. فقام فصففنا خلفه، قال ابن عباس: وأنا فيهم، فصلى عليه.

 

[-1321-] İbn Abbas r.a. şöyle demiştir: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem geceleyin gömülmüş bir cenazenin bulunduğu kabrin yanına vardı ve: "Bu ne zaman defnedildi?" diye sordu. Oradakiler: "Geceleyin" dediler. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Bana da haber verseydiniz ya!" dedi. Oradakiler: "Biz onu gecenin karanlığında defnettik. Seni uyandırmak istemedik" dediler.

 

Bunun üzerine Nebi (onun namazını kılmak için) ayağa kalktı. Biz de arkasında saf yaptık. Ben de safın içindeydim. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem onun namazını kıldırdı.

 

 

AÇIKLAMA:     İbn Abbas, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem devrinde ergenlik çağına ulaş­mamıştı. Çünkü o, veda haccı sırasında ergenliğe yaklaşmıştı.

 

 

باب: سنة الصلاة على الجنائز.

56. Cenaze Namazının Sünneti Ve Hz.Nebiin "Cenaze Namazı Kılın..." Sözü

 

-وقال النبي صلى الله عليه وسلم: (من صلى على الجنازة). [ر: 1261]. وقال: (صلوا على صاحبكم). [ر: 2168]. وقال: (صلوا على النجاشي). [ر: 1257]. سماها صلاة، ليس فيها ركوع ولا سجود، ولا يتكلم فيها، وفيها تكبير وتسليم.

وكان ابن عمر لا يصلي إلا طاهرا، ولا يصلي عند طلوع الشمس ولا غروبها، ويرفع يديه.

وقال الحسن: أدركت الناس، وأحقهم على جنائزهم من رضوهم لفرائضهم، وإذا أحدث يوم العيد أو عند الجنازة يطلب الماء ولا يتيمم، وإذا انتهى إلى الجنازة وهم يصلون يدخل معهم بتكبيرة.

وقال ابن المسيب: يكبر بالليل والنهار، والسفر والحضر، أربعا.

وقال أنس رضي الله عنه: تكبيرة الواحدة استفتاح الصلاة.

وقال عز وجل: {ولا تصل على أحد منهم مات أبد} /التوبة: 84/.

وفيه صفوف وإمام.

Nebi s.a.v.: "Arkadaşınızın namazını kılın" buyurdu. Yine o: "Necaşinin namazını kılın" buyurdu.

 

Bunda rüku ve secde olmadığı halde Nebi s.a.v. buna "namaz" ismini vermiştir. Cenaze namazında konuşulmaz. Bu namazda tekbir ve selam vermek vardır.

 

İbn Ömer cenaze namazını yalnızca abdestli olarak kılardı, güneş doğarken ve batarken kılmazdı. (Tekbirlerde) ellerini kaldırırdı.

 

Hasan-ı Basrı şöyle demiştir: Ben sahabeden öylelerine yetiştim ki onların cenaze namazı kıldırma konusunda en çok hak sahibi olanları, farz namazları kıldırmasına razı olunan kimselerdi.

 

Bayram günü veya cenaze namazı kılınacağı sırada abdestsiz olan kişinin suyu araştırması gerekir, teyemmüm yapamaz.

 

Kişi cenaze namazına vardığında, cemaat namazda olursa bir tekbir getirerek namaza girer.

İbnü'l-Müseyyeb şöyle dedi: Kişi gece, gündüz, yolculukta ve hazarda (cenaze namazı için) dört tekbir getirir.

 

Enes r.a. şöyle demiştir: Bir tekbir namaza başlama tekbiridir.

Yüce Allah (c.c.) şöyle buyurmuştur: "Onlardan ölen hiçbirinin namazını kılma.[Tevbe 84]

Cenaze namazında saflar ve imam vardır.

 

حدثنا سليمان بن حرب: حدثنا شعبة، عن الشيباني، عن الشعبي قال:

 أخبر من مر مع نبيكم صلى الله عليه وسلم على قبر منبوذ، فأمنا فصففنا خلفه. فقلنا: يا أبا عمرو، من حدثك؟ قال: ابن عباس رضي الله عنهما.

 

[-1322-] Şa'bî'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte olan bir kişinin bana haber verdiğine göre, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ayrı şekilde duran bir kabrin yanına uğradı ve bize imamlık yaptı. Biz de onun arkasında saf yaptık.

 

Biz Şa'bî'ye sorduk: "Ey Ebu Amr bunu sana kim bildirdi?" Şa'bî: "İbn Abbas r.a. dedi.

 

 

AÇIKLAMA:     Konu başlığında yer alan "cenaze namazının sünneti" ifadesi hakkında Zeyn Îbnü'l-Müneyyir şöyle demiştir; Burada sünnet İle kasdedilen, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in cenaze namazında koyduğu hükümlerdir. Yani bu hükümler hem vacip (farz) olanları hem mendup olanları kapsamaktadır. Buharî'nin konu başlığından sonra zikrettiği rivayetlerle anlatmak istediği şey, cenaze namazının da diğer namazlar gibi hükmü, şartları ve rükünleri olduğu, bunun yalnızca bir dua olmadığı bu sebeple de abdestsiz olarak kılınamayacağıdır.

 

 

Cenaze Namazının Şartları:

 

Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem  cenaze namazına "namaz" adını vermiştir. Yani diğer namazlarda ne şart koşuluyorsa içinde rüku' ve secde olmasa bile bunlar cenaze namazında da şarttır. Tekbir ve selamın sayısında görüş ayrılığı bulunsa bile cenaze namazı kılan kişinin konuşmayacağı, tekbir ve selam getireceği konusunda görüş birliği vardır.

 

İbn Ömer'in yalnızca abdestli olarak cenaze namazı kıldığını İmam Malik el-Muvatta'da Nafi'den muttasıl bir senetle rivayet etmiştir. Bunun metni şudur: "İbn Ömer şöyle söylerdi: Kişi cenaze namazını ancak abdestli İken kılar."

 

Güneş doğarken ve batarken cenaze namazı kılınmamasını yine Malik, Mu-hammed İbn Harmele'den şu şekilde rivayet etmiştir: "Sabah namazından sonra hava karanlık iken bir cenaze getirildi. İbn Ömer şöyle dedi: Bu cenazenin na­mazını ya derhal kılın yahut da güneş yükselinceye kadar erteleyin." Bundan İbn Ömer'in mekruhluğu yalnızca güneş doğarken ve batarken geçerli saydığı, sabah namazı ile güneşin doğması, ikindi ile güneşin batması arasındaki vakti mekruh olarak görmediği anlaşılmaktadır. Bu konuda Malik, Evzaî, Kufelüer, Ahmed Ibn Hanbel ve İshak, İbn Ömer'in görüşünü benimsemiştir.

 

 

Cenaze Namazını Kıldırma Konusunda En Çok Hak Sahibi Olan Kimdir?

 

Hasan-ı Basrî'den rivayet edilen söz şunu ifade etmektedir: Onun yetiştiği kimseler yani sahabenin çoğunluğu, cenaze namazını toplu halde kılınan namazlar ile aynı görürlerdi. Hasan-ı Basrî'den diğer bir rivayete göre, cenaze namazı kıldırmaya en layık olan kişi, ölünün babası sonra da oğludur. Bunu Abdürrezzak rivayet etmiştir. Bu konu alimler arasında ihtilaflı bir konudur.

 

İbn Ebî Şeybe, içlerinde Salİm, Kasım, Tavus'un bulunduğu bir grup alimden, "mahalle İmamının en çok hak sahibi olduğu"nu rivayet etmiştir.

 

Alkame, Esved ve diğer alimler "Vali cenaze namazını kıldırmaya veliden daha layıktır" demişlerdir. Bu, Malik, Ebu Hanife, Evzaî, Ahmed İbn Hanbel ve İshak'ın da görüşüdür. Ebu Yusuf ve Şafiî "Veli validen daha layıktır" demişlerdir.

 

 

Cenaze Namazı İçin Teyemmüm Yapmak

 

Seleften bir grup alim, abdest aldığı takdirde cenaze namazını kaçırmaktan korkan kimsenin teyemmüm yapmasının yeterli olmadığını söylemişlerdir. Bu görüşü İbnü'l-Münzir, Ata, Salim, Zührî, en-Nehaî, Rabîa, Leys ve Kufelilerden rivayet etmiştir. Bu, Ahmed'den de rivayet edilmiştir. Bu konuda İbn Adiy'in İbn Abbas'tan zayıf bir senetle rivayet ettiği bir hadis de bulunmaktadır.

 

 

Cenaze Namazmdaki Tekbirlerin Sayısı

 

Enes'in (r.a.) "bir tekbir, namaza başlama tekbiridir" sözünü Said İbn Mansur, İsmail İbn Uleyye, Yahya İbn Ebî İshak'tan şu şekilde rivayet etmiştir: Rezîk İbn Kerîm, Enes İbn Malik'e şöyle dedi: "Bir kimse cenaze namazı kılıp üç tekbir alsa?" Enes: "Zaten cenaze namazındaki tekbir üç değil midir?" Rezîk: "Ey Ebu Hamza, tekbir dörttür." Enes: "Evet ancak ilki namaza başlama tekbiridir."

 

 

Cenaze Namazı Yalnızca Bir Duadır" İddiasının Reddi

 

Cenaze namazında saflar ve imam vardır" sözü hakkında İbn Reşîd; İbnü'l-Murabıt ve diğer alimlerden naklen özetle şunları söylemiştir: Buharî'nin bu ko­nudaki amacı "Cenaze namazı yalnızca cenaze İçin bir dua ve istiğfardır. Dolayısıyla abdestsiz de kılınabüir" görüşünde olanları reddetmektir. Buharî bu görüşü reddetmek için İlk olarak Resulullah'ın (s.a.v.) buna "namaz" adını vermesini delil getirmiştir. Amaç yalnızca cenaze için dua etmek olsaydı, Nebi s.a.v. ashabını cenaze için Baki' mezarlığına kadar götürmez, mescitte dua eder, ashabın da kendisi ile birlikte dua etmesini yahut duasına amin demesini emrederdi. Ancak o böyle yapmayıp, ashabını farz ve sünnet namazlarda olduğu gibi kendi arkasında safa sokmuştur. Yine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in  cenaze namazındaki duruşu, namazın başında tekbir alması, sonunda selam vermesi gibi fiillerin tümü, cenaze namazının yalnızca dille yerine getirilen bir ibadet olmayıp aynı zamanda bedenle de yerine getirildiğini göstermektedir. Cenaze namazında konuşulmaması da bunu göstermektedir. Bu namazda rüku ve secdenin olmamasının sebebi, bazı cahillerin bunu ölüye ibadet gibi görerek doğru yoldan sapmaması içindir.

 

İbn Abdilber, Şa'bî dışındaki alimlerin, cenaze namazında abdestin şart oldu­ğu konusunda ittifak ettiklerini naklederek şöyle demiştir: "Bu konuda İbrahim İbn Uleyye de ona uymuştur. Bu kişi, pek çok görüşü terk edilmiş olan bir şahıstır."

 

Başka bazı kimseler, İbn Cerîr et-Taberî'nin de o ikisi ile aynı görüşte olduğunu nakletmişlerdir. Bu, şaz bir görüştür.